AİHM KAMULAŞTIRMA
AİHM kamulaştırma ile ilgili çekişmeleri İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek Protokol(NO.1) madde 1 ile koruma altına almıştır. Madde 1, mülkiyetin korunması ile ilgilidir.
AİHM KAMULAŞTIRMA DAVALARINDA DEVLETİN SORUMLULUĞU
Mülkiyet üzerinde, devlet tarafından tedbir amaçlı ya da bir işlem gerçekleştirme amaçlı müdahaleler gerçekleşmektedir. İşte bu devlet müdahaleleri halı hazırda sahip olunan iktisadi değeri aleyhte etkilemiş değilse; ek protokolün 1. Maddesi bağlamında devletin sorumluluğu da olmayacaktır.
AİHM kamulaştırma ile ilgili önüne gelen bir davada, kamulaştırma bedelinin resmi makamların kusuru yüzünden makul olmayan bir gecikme ile ödenmesi sonucu ilgililerin uğradıkları zarardan (para değerinin kaybı) devleti sorumlu tutmuş, bu zararın tazminine karar vermiştir(Akkuş/Türkiye davası).
AİHM KAMULAŞTIRMA DAVALARINDA KRİTERLER NELERDİR?
AİHM kamulaştırma davaları, mülkiyet hakkına meşru müdahale dediğimiz hallerdendir. Bu meşru müdahale halinin 3 koşulu vardır. Birincisi; müdahalenin yoksun bırakma halinde “kamu yararı”, kullanımı düzenleme halinde ise “genel menfaat” şartıdır. İkinci olarak, müdahale konusu tedbirin yasayla öngörülmüş olması gerekmektedir. Üçüncüsü ise, müdahale edilirken “orantılılık” veya “ölçülülük” ilkelerine riayet edilip edilmediğidir.
Baraj inşaatları sebebiyle yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırma bedellerinin makul olmayan bir gecikme ile ödenmesi; gerçek faizden çok düşük olduğu için “kanuni faiz”in ödenmesi; para değerindeki kayıptan hasıl olan zarar nedeniyle Türkiye aleyhine mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla yüzlerce dava açılmış; kimi zaman şartlara göre değişerek arazileri kamulaştırılan kişilerin uğramış oldukları zarar devletçe tazmin edilmiş; kimi zaman da başvurucuların başvuruları olumsuz sonuçlanmıştır.
AİHM KAMULAŞTIRMA KARARLARI
AİHM kamulaştırma kararları, her başvurunun niteliğine göre değişkenlik göstermektedir. AİHM, bu davalarda belirlediği kriterlere göre ve açılan davada talep edilen durumlara göre objektif bir inceleme yapmaktadır.
AİHM KAMULAŞTIRMA AVUKATI
AİHM kamulaştırma avukatından alacağınız profesyonel yardımla, AİHM’de yapacağınız başvurularınızda hem zamandan tasarruf edersiniz hem de başvurunuzun yerindeliği AİHM kriterleri göz önüne alınarak bir avukat tarafından incelenmiş olacaktır.
AİHM KAMULAŞTIRMA DAVALARINDANDA EKİBİMİZ
Hukuk eğitim ve öğrenimimiz Strazburg/Fransa olup, AİHM çalışma prensiplerine hakim, deneyimli ve uluslararası çalışan avukatlardan oluşmaktadır. Ekibimiz İngilizce ve Fransızca dillerine hakim, uluslararası düzeyde eğitim almış avukatlardan oluşmaktadır ve bu alanda danışmanlık hizmeti de vermektedir.
Örnek Karar:
Zahide Karaöz Davası
Başvurucu, maliki olduğu arazinin kamulaştırılması nedeniyle açılan bedel tespiti ve tescil davasında araziye gerçek değerinden düşük bir bedel tayin edilmesi, faize hükmedilmemesi ve yargılamanın makul sürede bitirilmemesi nedenleriyle hak arama hürriyeti, mülkiyet hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
Başvurucuya ait taşınmazın da bulunduğu Ermenek İlçesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 10/4/2002 tarih ve 1572 sayılı tasdikli projesi kapsamında Ermenek Barajı ve HES tesisleri projesi ve göl sahası inşaatı yapılması planlanmış ve 13/7/2006 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce (İdare) kamu yararı ve kamulaştırma kararı alınmıştır. Bakanlar Kurulu’nun baraj ve HES projesine ilişkin 2009/14599 sayılı acele kamulaştırma kararı 31/1/2009 tarih ve 27127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Başvurucunun,; makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması”, özel hayatın gizliliği ve delillerin yok edilmesine yönelik şikâyetlerin “açıkça dayanaktan yoksun olması”, bedel tespitiyle ilgili şikâyetler yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının açık ve görünür bir ihlal saptanmadığından “açıkça dayanaktan yoksun olması”, kamulaştırma bedeline faiz ödenmemesi ile ilgili şikâyetler yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması”, nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 12/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.